DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul aday tanıtım toplantısında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’a seslendi. Babacan, “Sayın Erdoğan, Google’a girin, “Ucuz et kuyruğu” yazın. Karşınıza bir sürü video düşecek. İzleyeceğiniz videoların yapımcısı da, yönetmeni de, senaristi de sizsiniz. Karşınıza çıkacak görüntüler sizin eseriniz” dedi.
Ali Babacan, bugün İstanbul aday tanıtım toplantısında konuştu. Babacan’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
KİRASINI ÖDEMEKTE GÜÇLÜK ÇEKEN, EK İŞ YAPMAK ZORUNDA KALAN EMEKLİ TAKSİCİ, EMEKLİ ÇAYCI, EMEKLİ GARSON AMCAM; DEVA SENSİN: Ekran kartını yenileyemediği için oyun oynayamayan, polis korkusundan tweet atamayan genç arkadaşım; kirasını ödemekte güçlük çeken, ek iş yapmak zorunda kalan emekli taksici, emekli çaycı, emekli garson amcam; DEVA sensin.Önüme biri çıkacak mı diye sokaklarda korkarak, telefonları açık yürüyen kadınlar; beyaz eşya fiyatlarına kara kara bakan bekarlar; kentsel dönüşüm için destek bulamayan, para biriktirmeye çalışan evliler; DEVA sensin, DEVA sizsiniz. Evet, DEVA bu kadrolardır; DEVA milletimizdir. Duymayan duysun, bilmeyen bilsin: DEVA Partisi, Türkiye’nin her yerinde, kendi adıyla, kendi logosuyla, kendi adaylarıyla seçime giriyor.
AYRIM YAPMADAN, HERKES İÇİN EŞİT BİR BELEDİYECİLİK, HAKKINDIR DİYECEĞİZ: DEVA Partisi 81 ilin tamamında seçime giriyor. DEVA Partisi, bu iktidarla bu muhalefet arasına sıkışmış milyonlara ses olmaya geliyor. Unutulan değerleri, hakkı, emeği, alın terini, demokrasiyi bir bir hatırlatacağız arkadaşlar. Hakkınız var, hakkındır diyeceğiz. Bir partiye üye olmadan da belediyede işe girmek mi istiyorsun? Gireceksin, hakkındır diyeceğiz. Hayat tarzından, siyasi görüşünden ödün vermeden sosyal desteklerden yararlanmak mı istiyorsun? Yararlanacaksın, hakkındır diyeceğiz. Korkmadan itiraz etmek, yanlışları açıkça konuşmak, söylemek mi istiyorsun? Söyleyeceksin, hakkındır diyeceğiz. Ayrım yapmadan, herkes için eşit bir belediyecilik, hakkındır diyeceğiz.
BİRÇOK İNSAN AY SONUNU GETİREMİYOR. KİRASINI ÖDEYEBİLEN; KARNINI İYİ KÖTÜ DOYURABİLEN, KENDİNİ ŞANSLI SAYIYOR: Değerli gençler, insan olarak, vatandaş olarak en büyük hakkımız ne biliyor musunuz? Kimseye muhtaç olmadan, başımız dik, “onurlu bir yaşam” hakkı. Maalesef, bugünkü iktidar bu milletten “kimseye muhtaç olmama” hakkını aldı. “Onuruyla geçinme” hakkını aldı. Gençler anne babasından; anne babalar evlatlarından, komşulardan borç alıyor. Akrabalar, birbirlerine destek olmaya çalışıyor, ama nafile. Birçok insan ay sonunu getiremiyor. Kirasını ödeyebilen; karnını iyi kötü doyurabilen, kendini şanslı sayıyor. Ayda bir et yiyebilen, evine et alabilen, kendini şanslı sayıyor. Şimdi size bir video izleteceğim; izlemesi zor. Gerçekliğine katlanması zor bir video. Ülkenin ne hale geldiğinin, birilerinin inadı yüzünden ne hale getirildiğinin tablosunu sunacağım sizlere. Bu tabloyu çizen belli. Umarım o da izler. İzler de, ülkenin ne halde olduğunu görür.
İNSANLARIN ON LİRA, YİRMİ LİRA UCUZ ET UĞRUNA NASIL SIRAYA GİRDİĞİNİ GÖRÜYORSUNUZ: Görüyorsunuz arkadaşlar, Türkiye’nin her köşesinde, doğusundan batısına uzayan kuyrukları görüyorsunuz. İnsanların on lira, yirmi lira ucuz et uğruna nasıl sıraya girdiğini görüyorsunuz. İnsanlar utanarak, sıkılarak bekliyorlar kuyruklarında. Kimi yerlerde emekliler, saatlerce bekleyeceklerini bilerek boyunlarını bükerek giriyorlar sıraya. Annesi tarafından gönderilen bir öğrenci, sıkıntı içerisinde, “sınıf arkadaşlarıma rastlar mıyım” diye çekinerek giriyor bu sıraya. Tanzim çadırlarına, ucuz gıda kuyruklarına mahkum ettiler ülkemizin insanlarını. Boğazından geçecek her lokmanın hesabını yapmaya mahkum ettiler ülkemizin insanlarını. Ülkemizi, insanlarımızı bu hale sokan herkese yazıklar olsun. Bakın arkadaşlar, kimi yerlerde, sıra dört saate kadar uzuyor. Dört saat arkadaşlar. Et kalırsa, şanslılar. Yoksa, bir sonraki gün, daha erkenden giriyorlar sıraya. Durum bu. Tablo bu.
SAYIN ERDOĞAN, GOOGLE’A GİRİN, “UCUZ EKMEK KUYRUĞU” YAZIN, “HALK EKMEK KUYRUĞU” YAZIN. KARŞINIZA ÇIKACAK GÖRÜNTÜLER SİZİN ESERİNİZ: Buradan, Sayın Erdoğan’a seslenmek istiyorum. Sayın Erdoğan, Google’a girin, “Ucuz et kuyruğu” yazın. İzleyeceğiniz videoların yapımcısı da, yönetmeni de, senaristi de sizsiniz. O videolar sizin eseriniz. Google’a girin, “Ucuz ekmek kuyruğu” yazın. Karşınıza çıkacak görüntüler sizin eseriniz. Google’a girin, “Ucuz yemek kuyruğu” yazın. Göreceğiniz tablo sizin eseriniz. Bize yoksulluğun resmini çizdiniz.Bize adaletsizliğin resmini çizdiniz. Bize haksızlığın resmini çizdiniz. Orta sınıf diye bir şey bırakmadınız. Nasıl ki çadırın orta direğini alırsanız o çadır çöker; siz de ülkeyi çökerttiniz. Ben sizin eski bir çalışma arkadaşınız olarak; ama herhangi biri değil, ekonomide bu ülkenin en müreffeh günlerini yaşatan ekibin başındaki kişi olarak soruyorum: Çok merak ediyorum: Cevap bekliyorum: Neden Sayın Erdoğan? Neden? Ne uğruna? Ne uğruna, 85 milyon vatandaşımızın onurlu yaşam hakkına kast ettiniz? Yüzleşmemiz gereken bir gerçek daha var: Tek suçlu Erdoğan değil. Yaptıklarında tek onun imzası var. Doğru. Peki, yirmi yıldır hiçbir şey üretemeyen; yirmi yıldır planla, projeyle, doğru düzgün bir siyasetle onun karşısına çıkamayan muhalefet partilerinin hiç mi suçu yok?
YANDAŞ MEDYAYA SESLENİYORUM: BİZ YOKMUŞUZ GİBİ DAVRANMAYIN, BİZİ GÖRMEZDEN GELMEYİN : Yandaş medyaya sesleniyorum: Biz yokmuşuz gibi davranmayın, bizi görmezden gelmeyin. Biz laf kalabalığı ile muhalefet koltuklarının yarışına girenlerden değiliz.Biz iktidar nimetleriyle gözünde dolarlar dönenlerden de değiliz. Biz varız, buradayız.
İSTANBUL’U DEVA BELEDİYECİLİĞİ’YLE BULUŞTURACAĞIZ : İşte DEVA bunun için var. O yüzden, biz buradayız; O yüzden, İstanbul’dayız. O yüzden Türkiye’nin dört bir yanında; Başımız dik, alnımız ak, milletimizin karşınızdayız. DEVA Partisi bu yola, “insan onuruna yaraşır bir hayat” diyerek çıktı.Bu hedefe el birliğiyle, sizlerle, sizin desteğinizle ulaşacağız inşallah. İstanbul’da ve diğer illerimizde, ilçelerimizde, beldelerimizde; çalışacağız, kapı kapı dolaşacağız. “İnsan onuruna yaraşır bir hayatı” anlatacağız insanlara. Kamu imkanları nasıl adil kullanılır, fırsat eşitliği nedir, göstereceğiz inşallah. Öğrenciler, tıkış tıkış yurtlarda değil; temiz, hijyenik, modern yurtlarda yaşasın diye; günler öncesinden yer kapılan kütüphanelerde değil, odalarında, masaları başlarında çalışsınlar diye;İlkokul ortaokul çağındaki çocuklar, yedikleri simidin hesabını yapmasınlar diye; dedeler torunlarının yarınlarına dair endişe duymasın diye; çok çalışacağız.Yıllar sonra, “İstanbul’a ihanet ettik” itiraflarını bizden duymayacaksınız; İstanbul’u koruyacağız.”Farklı partiden olduğum için engelleniyorum” bahanelerini bizden duymayacaksınız.İstanbul için çalışacağız. İstanbul’un havasına, tabiatına, siluetine gözümüz gibi bakacağız. Bize miras bu kadim şehrin sokaklarını güvenli bir hale getireceğiz. İstanbul iyi yönetilsin, düzgün yönetilsin diyeceğiz. İstanbul’u DEVA Belediyeciliği’yle buluşturacağız. Değil mi İdris Bey? Evet şimdi “İdris Şahin’i, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımızı sahneye davet ediyorum. Biliyorsunuz İdris Bey bizim milletvekilimiz; kurucu üyemiz. Dört senedir demokrasi ve atılım bayrağını hakkıyla göğüsledi. Dört senedir DEVA çatısı altında memleketimiz için gecesini gündüzüne kattı. Kendisi avukat; Baro Başkanlığı görevinde bulundu. Adaleti bilmeyenlere cevap vereceğine eminiz. İdris Bey, İstanbul’a, büyükşehrimize DEVA olacak; İlçe belediyeleri için DEVA’lı adaylarımız İstanbul’un tüm ilçelerine DEVA olmak için çalışacaklar; İstanbul’u hep birlikte DEVA Belediyeciliği ile tanıştıracağız inşallah.Hep beraber İstanbul’dan bu iktidara kuvvetli bir sarı kart göstereceğiz.