Sporun her branşında, başarılı olmak için çalışmak gerek tabii ki… Antrenman, özel besin programı ve psikolojik motivasyon, iyi bir sporcunun olmazsa olmazı…
Ama bir de triatloncuları düşünün, üç branşı (yüzme-atletizm-bisiklet) arka arkaya yaparak rakiplerini geçmek için uğraş veriyor, çaba harcıyor. İşte bu branştaki elit sporcularımızın en başarılı ismi Gültigin Er…
Gültigin’in spora başlaması, triatlona evrilmesi çok ilginç çizgiler içerisinde yer almış. Hiperaktif bir çocukluk dönemi geçiren Gültiğin Er, doktorların tavsiyesiyle yüzmeye başlar. Ve, çok hızlı bir yükseliş sürecinin ardından gençlerde milli takıma kadar yükselir. 16-17 yaşlarında, beden eğitimi öğretmeninin tavsiyesiyle triatlona geçen milli sporcumuz, 2 sene içinde de ay-yıldızlı mayoyu giymeye başladı.
Gültigin, “Yüzmede devam etseydin daha başarılı olur muydun?” sorusuna, “Yüzmeye büyük bir yeteneğim vardı. Fakat fiziksel yapı diye bir şey var. Sporda bence bu çok önemli bir şey. Daha iyi başarılı bir sporcu olmak için ve benim fiziksel yatkınlığım yüzmeye çok uygun değildi. Triatlona çok uygun olduğum için belki de bu kadar başarı geldi” yorumunu yaptı.
Dünya üzerinde birçok yarış olmasına rağmen, elit sporcular olarak bunlardan 8-10 tanesini hedef olarak belirlediklerini söyleyen Gültigin Er, “Biz bu 8-10 tane yarışmadan puanlar kazanarak olimpiyata gitmeye veya dünya sıralamasını daha üst sıralamalarda yer almaya çalışıyoruz. Çünkü çok çok fazla yerde koşarsan başarılı bir sporcu olamazsın. Biraz antrenman yapıp belli hedefler belirlemelisin” diye konuştu.
Uluslararası organizasyonların Türkiye etabının bulunduğunu da hatırlatan başarılı sporcumuzun en büyük üzüntüsü de, Olimpiyat öncesinde sakatlanıp, ameliyat olması… Burada bile bir strateji uyguluyor Gültigin… Kendisi gibi bir triatlon sporcusu olan Prof. Dr. Utku Erdem’i seçiyor. Bunu da, “Beni en iyi o anlar. Bu nedenle onu gözü kapalı tercih ettim” ifadesini kullanıyor milli sporcumuz…
Temmuz ayından itibaren yoğunlaşacağını ve organizasyonlara katılabileceğini anlatan Gültigin Er, yılın önemli bir bölümünü İspanya’da geçiriyor. Burada eğitimci Roberto Cejuela’nın kanatları altında çalışan Er, sakatlığı süresince Ankara’yı mesken tuttu. Çünkü Triatlon Federasyonu Başkanı Bayram Yalçınkaya’nın başkanlığını yaptığı Eryaman’daki Olimpik Hazırlık Merkezi, milli sporcumuz için ilaç oldu. Burada fizyoterapistleri, diyetisyenleri, psikologları ve spor bilimcilerinin yer aldığını anlatan Gültigin Er, “Sakatlığım olmasa Fransa Ligi’nden teklif almıştım” ifadesini kullandı.
Triatlon altyapısının sürekli güçlendiğini, ileriye gittiğini de anlatan milli sporcu, “Amerika ve İngiltere şöyle bir sistem izliyor, öğrencilerine 13-14 yaşlarına kadar bütün branşları yaptırıyorlar ve buna da erken özelleşme dönemi deniyor. Bu sporcular için erken profesyonellik dönemi diyebiliriz. Böylece sporcular birden fazla branşı görme ve seçme fırsatı bulabiliyor. Bizde de şu an triatlon spor okulları projemiz var. Yetenek keşfetme projemiz var. Bunu başarmak istiyoruz” diye konuştu.
Gültigin, “Haftalık olarak yaklaşık 30 saat antrenman yapıyoruz. Mesela sabah yüzme antrenmanımız oluyor. Kahvaltıdan sonra 1.5 saatlik, yaklaşık 5-6 kilometre arasında bir yüzme çalışıyoruz. Sonra odamıza gelerek hem dinleniyor hem de ara öğünümüzü yiyoruz. Sonrasında koşu antrenmanına çıkıyoruz. O da 1.5 saat kadar sürüyor. Bunun ardından öğle yemeği yiyerek dinlenmeye çekiliyoruz. 18.00 gibi de bisiklet antrenmanına geçiyoruz. Bu da 2-2.5 saat civarında görünüyor. Sonunda da kuvvet antrenmanıyla gün bitiyor. Zaten akşam olduğunda pestilimiz çıkmış bir şekilde bayılıyoruz!” diye konuştu.
“GÜCE GÜÇ KATTIK”
Türkiye’de henüz emekleme aşamasında bulunan triatlonun global bir destekçisi var. Triatlon Federasyonu’nun yanında yer alan Oral-B, gerek federasyon düzeyinde gerekse sporcularla birlikte hep beraber…
Hollanda’nın Amsterdam kentinde düzenlenen lansmanda, milli sporcumuz Gültigin Er ile bir araya gelen P&G Avrupa Ağız Bakımı Kıdemli Başkan Yardımcısı Benjamin Binot ve P&G Orta ve Doğu Avrupa Ağız Bakım Ticari Pazarlama Lideri Özge Erdem; Er ile kısa bir sohbet gerçekleştirdi. Fransız olan Binot, triatlonun ülkesindeki önemine dikkat çekerek, bu sporla yakından ilgilendiğini anlattı. Milli sporcu da, Türkiye’nin şu anda geldiği noktaya değindi, yapılan desteğe teşekkür etti.
Türkiye’den şirketin İsviçre’deki merkezine geçen Erdem’e, “Neden triatlon?” diye sorduk. Özge Erdem, “Biliyorsunuz, triatlon büyük güç isteyen bir spor… Oral-B de sektöründe lider, en güçlü isim… Kısacası güce güç kattık. Türkiye’de Triatlon Federasyonu’na verdiğimiz destekle İstanbul Oral-B Boğaziçi Triatlonu’nu uluslarası bilinirliğe ulaştırdığımız için çok mutluyuz” yorumunu yaptı.